Diz Kireçlenmesi / Diz Artrozu (Gonartroz)


Diz eklem kireçlenmesi veya diz artrozu (gonartroz) eklem kıkırdağının zaman içerisinde bozulmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Kıkırdağın yumuşamasıyla başlayan tablo kıkırdağın kalınlığının kaybolmasıyla devam eder ve en sonrasında tamamen kıkırdak kaybı ortaya çıkar.

Diz kireçlenmesi, kıkırdak kaybının derecesine ve oluştuğu yere göre sınıflandırılır. İleri evre kireçlenmelerde artık menisküs yırtıkları da tabloya eşlik etmeye başlar.

Diz kireçlenmesi primer gonartroz ve sekonder gonartroz olmak üzere iki ayrı başlık altında incelenebilir.

Primer Gonartroz (Esansiyel Gonartroz) : Eklem kıkırdağının kendiliğinden bozulmasıdır. Bu tip kireçlenmelerde temelde bozulmaya neden olacak herhangi bir etken bulunmamaktadır; bu yüzden de “esansiyel gonartroz / nedeni bilinmeyen kireçlenme” olarak adlandırılmıştır. Bu duruma son derece nadir rastlanır ve diz kireçlenmeleri olguları içinde ancak %1’lik bir bölümü oluşturur.

Sekonder - İkincil Gonartroz (Esansiyel Gonartroz) : Eklem kıkırdağının belirli bir etken nedeniyle bozulmasıdır. Bu bozulmaya neden olan etkenlerin başında kıkırdağa binen yükün artması gelir. Bu etkiyi fiziksel kurallarla çok net açıklayabiliriz. Fizikte “binen yük = kuvvet x kuvvet kolu” şeklinde bir tanımlama vardır. Burada kuvvet > vücut kilosu, kuvvet kolu > dizin ortasından geçen dikey çizgiye olan mesafedir. Dolayısıyla, kuvvet (vücut kilosu) ya da diz eğriliği (kuvvet kolu) birimi ne kadar artarsa dize binen yük de o kadar artacaktır.

Diz kireçlenmesi vakalarında en büyük grubu bu tip hastalar oluşturur, bundan sonraki en büyük grup ise eklem içi travma geçiren hastalardır. Eklem içi travmalar eklem kıkırdağının kırılması, bağ kopmasına veya menisküs yırtıklarına sebep olurlar.

Romatoit artrit, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar ya da gut, kondrokalsinozis gibi metabolik hastalıklar da diz kireçlenmesi nedenleri arasında yer almaktadır.

Sekonder (ikincil) tip diz kireçlenmesinin sebeplerini kısaca şu şekilde listeleyebiliriz :

  • Fazla kilolu olmak
  • Eklem içi travma
  • Romatizmal hastalıklar (Romatoit artrit, ankilozan spondilit, vb.)
  • Metabolik hastalıklar (Gut, kondrokalsinozis, vb.)

Diz kireçlenmesi vakasında öncelikle daha önceden geçirilmiş bir diz travması olup olmadığı araştırılmalı ve kişinin sportif faaliyetleri ile mesleği sorgulanmalıdır. Bazan çocukluk çağında yaşanmış diz ve eklem problemleri de diz kireçlenmesinin nedeni olarak ortaya çıkabilir.

  • Diz kireçlenmesinde en sık görülen belirti ağrıdır. Mekanik özelliği vardır yani, kişi üzerine basıp yürüdüğü zaman şiddetlenir ve zaman içinde istirahat halindeyken de ağrı görülmeye başlayabilir.
    Başlangıç aşamasında dizin sadece bir bölümünde görülen ağrı, zaman içinde dizin tamamına yayılabileceği gibi kalça ve ayak bileğine yansıyan ağrılar da ortaya çıkabilir.
  • İkinci en sık görülen belirti ise dizde zaman zaman oluşan şişmelerdir. Bu şişlik dizin önünde, diz kapağının üstünde oluşabileceği gibi bazan de dizin arkasında bir tümör oluşumu şeklinde de görülebilir. Bu tümörler backer kisti veya popliteal kisti olarak adlandırılır. Diz arkasında oluşan kist aslında dizin içindeki problemin yansımadır. Dolayısıyla tek başına bu kistin alınmasının hiçbir anlamı yoktur; asıl olan dizin içindeki problemin çözülmesidir.
  • Diz kireçlenmesinde özelikle 3. evrede görülen bir diğer belirti de hareket açıklığının kısıtlanmasıdır. En sık görülen durum dizin tam açılamamasıdır (eksantiyon kaybı). Çok daha ileri evrelerde diz bükülmesinde azalmalar (fileksiyon) da ortaya çıkabilir.
  • Bir başka belirti ise çok ufak bir travmayla ortaya çıkan dejenaratif (yıpranmaya bağlı) menisküs yırtıklarıdır. Bu yırtıkları genç yaşta ciddi travmalar sonucu oluşan menisküs yırtıklarından ayırmak ve hastayı konuyla ilgili bilgilendirmek çok önemlidir. Çünkü dejeneratif menisküs vakalarında ameliyat sadece menisküse yönelik yapılacak ve dolayısıyla hastadaki diz kireçlenmesine bağlı ağrıları dindirmeyecektir.
  • Diz kireçlenmesinde rastlanan bir diğer belirti ise zaman zaman ortaya çıkan yüzüstü düşmeleri veya kişinin kendisine güvensiz hissederek düşecek gibi hissetmesidir. Hatta bundan dolayı hastalar vücut ağırlık merkezini arkaya verirler ve daha güvenli yürümek için bel adalelerini kasarak yürürler, bunun sonucunda da genellikle bel ağrısı diz ağrısının önüne geçer.

Diz kireçlenmesi muayenesi hasta daha muayene odasına girerken başlar. Kişinin yürüyüş şekli, bacaklarındaki eğrilik, bastığı zaman dizini tam açamaması ve dizdeki güvensizlik hissine bağlı olarak bel adalelerini aşırı kasarak - tabiri caizse - efe gibi yürümesi hastanın durumu hakkında çok net fikir verir.

Daha sonra hasta yatırılarak dizin hareket açıklığı ve ağrıllı noktalar saptanır. Son olarak da, bağ ve menisküs muayeneleri yapılır.

Hastanın durumuna göre, diz kireçlenmesine bağlı olmamakla birlikte rutin bir muayenenin bileşeni olarak damar dolaşımı ve nörolojik muayeneye de ihtiyaç duyulur.

Diz kireçlenmesi radyolojik olarak kıkırdak kaybının derecesine göre evrelendirilir.

  • Evre I : Eklem mesafesi %50'den az daralmıştır yani kıkırdak yüksekliği yarıdan az azalmıştır.
  • Evre II : Eklem mesafesi %50'den fazla daralmış ancak henüz kıkırdak altı kemik ortaya çıkmamıştır.
  • Evre II : Kıkırdak altı kemik ortaya çıkmıştır ve kemik kaybı 3mm'den azdır.
  • Evre IV : Kıkırdak tamamen bitmiştir, kıkırdak altı kemikte 3mm'den fazla kemik kaybı vardır.
  • Evre V : Bu kayıpların yanı sıra eklem yüzeylerinde süblüksasyon vardır; yani iki kemik yüzey birbiri üzerinde kaymıştır, normalden fazla yer değiştirmiştir.

Diz MR'nda ise menisküslerin, bağların durumu yanı sıra kıkırdak kaybı da değerlendirilebilir. Genelde Broderick sınıflanması kullanılır.

  • Evre 0 : Normal kıkırdak
  • Evre I : Kıkırdak kontürlerinde hiçbir problem olmamasına karşın kıkırdaktan yansıyan sinyaller düzensizdir. (Bu tablo artroskopide saptanan ödemli tabloyla örtüşür.)
  • Evre II : Bölgesel kıkırdak kayıpları vardır ancak bu ülserasyon alanlarında kayıp, kıkırdak kalınlığının %50'sinden azdır.
  • Evre III : Eklem yüzeyi ileri derecede düzensizdir veya kıkırdak kaybı kalınlığının %50'den fazlasına ulaşmıştır ancak kıkırdak altı kemik doku ortaya çıkmamıştır.
  • Evre IV : Kıkırdak tamamen kaybolmuşdur. Kıkırdak altı kemik doku tamamen ortaya çıkmıştır.

Diz kireçlenmesi teşhisinde normal röntgen tek başına yeterlidir. MR gibi daha detay incelemelere ihtiyaç yoktur. MR ancak normal röntgende diz kireçlenmesi bulguları olmamasına rağmen dizin ağrılı olduğu durumlarda çekilmelidir. Ancak ne yazık ki, günümüzde çok ileri evre kireçlenmelerde dahi normal bir film çekmeden hemen MR istenmektedir.

Röntgen filminin hasta basarken alınması daha uygunndur, bu sayede dizin yüklenme karşısında aldığı konumu gözleyebiliriz. Diz kireçlenmesi olan bir hastadan alınan filmde ilk önce görülen belirti eklem mesafesinin daralmasıdır.

Daha ileri diz kireçlenmelerinde dizin çevresinden oluşan çıkıntılar (ostafit) ve kıkırdak altı kemik dokusu yoğunluğunun artması da yine röntgende saptanan diğer bulgulardır.

Zaten bu görümünden dolayı diz artrozuna (diz kıkırdağının bozulması) halk arasında diz kireçlenmesi denmektedir. 4. ve 5. evre diz kireçlenmesinde diz röntgeni yeterli olmakla beraber 1., 2. ve 3. evrelerde diz filminin yanı sıra bacağın dizilimini gösteren ortoröntgenogram (hasta basarken belden ayak bileğine kadar tüm bacağı önden gösteren film) ve diz MR’ı istenmektedir.

Ortoröntgenogramın amacı bacağın yüklenme ekseninde (mekanik aks) bir problem olup olmadığının araştırılmasıdır. Normalde kalçanın ortasından dizin ortasına çekilen çizgi ile dizin ortasından ayak bileğinin ortasına çekilen çizgi arasındaki açı 0 (sıfır) ve diğer deyişle 180 derecedir. Bu açıdaki sapmalar, yukarda değindiğimiz “binen yük = kuvvet x kuvvet kolu” formülünde, kuvvet kolu olarak nitelediğimiz diz eğriliği birimini arttıracağı için dize binen yükü de arttıracak ve dizdeki kireçlenmenin ortaya çıkmasına neden olacaktır.

MR istenmesi nedeni ise diz içindeki mevcut menisküs yırtıklarını veya kondrokalsinozis gibi metabolik rahatsızlıkları araştırmaktır.

Diz kireçlenmesinin tedavisi, altında yatan sebepler ve kireçlenmenin derecesine göre yapılır. Örneğin; Evre I, II, III gonartrozlarda eğer sebep kuvvet kolunun artmasına bağlı (mekanik aksın bozulması nedeniye) ise yapılacak “yüksek tibia valgizasyon osteotomisi” (bakınız düzeltici osteotomi) ameliyatı uygulanmalıdır.

Eğer mekanik aks düzgün ise ve kireçlenmenin sebebi belirlenemiyorsa (primer gonartroz) semptomatik tedavinin yanı sıra kıkırdağı beslemeye yönelik glikozamin, kondroitin sülfat preparatları kullanılabilir. Yine zaman zaman hiyalüronik asit enjeksiyonları veya son zamanda gündeme gelen PRP (halk arasında kök hücre) tedavileri uygulanabilir.

Dikkat edileceği gibi bunlar, altta yatan bir neden yoksa uygulanması doğru olan tedavilerdir. Eğer altta yatan mekanik (mekanik aksın bozulması, aşırı kilo), metobolik (gut, kondrokalsinozis) ya da romatolojik (romatoid atrit, ankilozan spondilit) gibi sebepler varsa tedavi öncelikle bu nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik yapılmalıdır.

Diz Kireçlenmesinde Cerrahi Tedaviler

Diz kireçlenmesinde cerrahi tedaviler yüksek tibia valgizasyon osteotomisi, artroskopik debridman ve diz protezi olarak üç ana başlık altında incelenebilir :

  • Yüksek Tibia Valgizasyon Osteotomisi
    Bu ameliyat mekanik aksın iç tarafa doğru 3 dereceden fazla bozulduğu Evre I, II, III gonartrozlarda uygulanmalıdır. Uygulamadan önce mutlaka ortorötgenogram alınarak mekanik akstaki bozulma açısı ölçülmeli ve düzeltme buna göre yapılmalıdır. Yine bu ameliyattan önce diz MR’ı incelemesi yapılarak endikasyon kesinleştirilmeli veya buna ek olarak artoskopik debridman yapılıp yapılmayacağına karar verilmelidir. Örneğin, Evre I ve II gonartroz olsa dahi diz MR’ında dış menisküste Evre II ve II yırtıklar var ise bu ameliyat kesinlikle yapılmamalıdır. Yine örneğin; diz MR’ında iç meniküste Evre lll ve IV yırtıklar varsa ve dış meniküs sağlam ise bu ameliyata artroskopik debridman da eklenmelidir. Bu ameliyat genelde 65 yaş üzerindeki hastalarda rastlanan kemik kaynama problemleri, uzun süre koltuk değneği kullanıp ameliyatlı tarafa basamama problemleri nedeniyle pek önerilmez.

  • Artroskopik Debridman (Diz Kireçlenmesinde Kapalı Temizleme Ameliyatı)
    Bu ameliyatın tek başına uygulanmasının genelde pek faydası yoktur. Ameliyat öncesi mevcut ağrılar 3-12 ay içerisinde tekrar ortaya çıkar ancak yüksek tibia valgizasyon ameliyatına ek olarak ya da altta yatan bir neden olmadan gelişen diz kireçlenmelerinde (primer gonartroz) hasta Evre IV yani protez uygulama aşamasına gelmediyse bu aşamaya gelene kadar hastanın bir süre rahat bir dönem geçirmesi için ve durum hastaya net bir şekilde anlatılarak uygulanabilir.

  • Diz protezi
    Evre IV kireçlenmelerde %99 başarıyla uygulanan bir ameliyattır. Diz protezi bölümünde geniş olarak açıklanmıştır.

    Diz protezi ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.